James Cameron's Avatar: The Game

[Anarchy]

Yakın bir arkadaşım Quake III oynayışımı izlerken mide bulantısına ve baş dönmesine maruz kalmıştı. Piyasaya çıktığında şimdiye kadar gerçek üç boyutlu görünümünü en iyi yansıtan oyun olan Quake III gibileri, günümüzde de alışık olmayan bünyelerde bulantı ve kusma isteği doğurabiliyor. James Cameron’ın aynı adı taşıyan, aynı grafik motorunu kullanan ve dolayısıyla aynı konuya sahip olan filmi ve oyunu Avatar da benzer bünyelerde benzer etkilere neden olabilir.
Oscar ödüllü yönetmen, yazar ve yapımcı Cameron gibilerini anlamak zor açıkçası. Milyar dolarlık projelerin sorumluluğunu almak, batırdığı gemi kadar büyük egoya sahip olmayı gerektiriyor sanırım. Fikrin uzun süredir kafasında olduğunu ancak teknolojinin, yani üç boyut teknolojisinin istediği düzeye bir türlü gelemeyişinden dolayı projenin bu kadar geciktiğini belirtiyor Cameron. “Avatar” ismini havayı büken kel arkadaşımızla karıştırmayın sakın, bu Avatar diğerinden oldukça farklı.

Az ve öz film çeken üç Oscar’lı Cameron’ın CGI yöntemi ile hazırladığı gerçek üç boyutlu görüntülere sahip Avatar’ın maliyeti 3.000.000$ civarında. Kurgu konusunda kendini bir şekilde kanıtlamış olan (Bir yandan da “o kadar parayla ben de çekerim o filmi” dedirten.) Cameron’ın, ”Haydi filmi anladık, oyun olayı ne ayak?“ sorusuna yanıtı gayet açık, basit, net ve bizim için yeterli: ”Hikayenin geçtiği gezegen, gezegenin yerlileri ve diğer karakterler, kısaca Avatar fikri tek bir sinema filmi için fazlasıyla derinliğe sahip. Bu derinliği tek bir film ile doyurucu bir biçimde ve istediğim şekilde seyirciye veremeyeceğimi düşündüm. Ayrıca fikir, video oyunları için de gayet uygulanabilir bir nitelikte.“ Hepsi bir yana, filmin IMAX özelliğinin oyunda da mevcut olması bile bizler için yeterli. Tam üç boyut özelliği sadece PlayStation 3 ve Xbox 360 platformlarında mevcut olacak. HDMI, Full HD, üç boyut ve 120 Hz özelliklerine sahip üstün televizyonlara ihtiyaç duyacak olan IMAX teknolojisi ile oyun içinde ulaşılan görsel kalitenin, sinemayla karşılaştırılamasa bile, konsollar için bile üst seviyede olacağını söylemek yanlış olmaz.
James Cameron's Avatar: The Game

Çok çeşitli bir renk paletine sahip olan Avatar’ın seslendirmeleri, filmi de seslendirecek olan -başta Sigourney Weaver gibi- Hollywood’un ünlü aktör ve aktrisleri tarafından gerçekleştirilecek. Oyunun CGI ara sahnelere sahip olup olmayacağıysa henüz netlik kazanmadı. Çok geniş alanlarda konsolları zorlayacak biçimde ara sahneler olmadığı sürece, oyunda CGI kullanılma ihtimali bir hayli düşük. İddialı oyun Heavy Rain’in CGI’yı -en azından oyunlar için- mezara gömeceği ihtimali olsa da, ne CGI kolay kolay vazgeçilebilecek bir yöntem, ne de üç boyut -hem sinema, hem de oyun sektörü için- aşırı yaygınlaşacak bir teknoloji olacaktır.

İki ürünün de hikaye açısından genel hatlarıyla birbirinin aynı olacağını belirten Cameron, Ubisoft’u oyun konusunda çok sıkboğaz etmediğini ve firmaya oyunun film temel alınarak yapılması için baskı yapmadığını belirtiyor, oyunun yüksek kaliteli görselleriyle hikayenin, oynanışın ve kurgunun oyuncuları tatmin etmesi için firmayı elinden geldiğince serbest bıraktığını ve bu konuda Ubisoft’a oldukça güvendiğini de ekliyor. Cameron, Ubisoft’un neyine güvenmiş ya da firma bu milyon dolarlarla oynayan adamı nasıl kandırmış bilemiyorum ancak Ubisoft’un az da olsa saçmalama ihtimalini de göz ardı etmemekte fayda var. Firmanın özellikle “bilmem kimin bilmem nesi” tadında adlar taşıyan oyunlarına bakacak olursak, beklentileri çok yükseltmemeliyiz. “Pandora” isminden bıkmayan yapımcılar, hikayenin geçtiği gezegene bu ismi koymakta bir sakınca görmemişler. Geniş ve büyük ormanlarla kaplı, dev ağaçların olduğu bu heybetli habitatın proteinden oluşan üyeleri ise oldukça karizmatik, yetenekli, hızlı ve güçlü olacaktır tabii ki. Sulak arazinin verdiği her türlü avantaja sahip olan ve bir ihtimal fantezi özellikleri de barındıracak olan Na’vi türünün geleceğinin, galaksiler arası maden arama şirketi olan RDA tarafından geri dönülmez bir biçimde değiştirilmesini konu alan Avatar’ın en büyük, büyük olduğu kadar da yersiz ve hatta tutarsız iddiası ise daha önce hiçbir video oyununda böyle bir kurgu dünyaya adım atmamış olacağımız.

Bu ilk etapta gülüp geçtiğimiz iddialar hakkında, acaba ekran görüntülerini inceledikten sonra ne düşünürsünüz? Zengin renk paletinden bahsettik, üç boyut dedik ve üstüne de ekran görüntülerine bakıp bu acayip ortamı üç boyutlu olarak hayal etmeye çalıştık. İşte tam bu sırada çipi yaktık! Genel anlamda grafiklerin kalitesi ahım şahım olmasa da ortamın sahip olduğu ayrıntı göze oldukça batıyor. Bu kadar derin tasarlanan çevre detayının üç boyutlu olarak işlenmesi ise gayet çekici bir durum. Bunlara ek olarak oyunun türünün aksiyon / adventure oluşu ise ister istemez, oyunun film tadında olacağı ihtimalini doğuruyor. Ekran görüntüleri hoş ama değil mi? Bu tarz bir ortamda insan korksun mu, büyülensin mi bilemiyor. Bu kadar renkli ve çeşitli bir ortamda ne tür canlıların olabileceğiyse insanın hayal gücünü körükleyiveriyor.
James Cameron's Avatar: The Game

Gençliğinin baharında anayı babayı kaybeden Na’vi’yi canlandıracağımız Avatar için söylenti olduğunu düşündüğüm ve doğrulayamadığım bir başka hikaye ise şöyle: Eski bir bahriyeli olan ana karakterin bir şekilde yerli ırk Na’vi’lerden birinin bedenine hapis olmuş veya hapsedilmiş olması. Bu sorumluluğu kader mi, yoksa RDA mı üstlenecek veya hangi hikaye gerçek olacak, tam olarak bilemiyoruz ancak karakterin alacağı kararların, Pandora’nın geleceğini direkt olarak etkileyeceği aşikar.

Avatar’ın PC sürümünde üç boyut desteği mevcut değil ve oyun, 8 Kasım’da raflarda iken filmi ise Aralık’ın dördüncü haftasında beyazperdede olacak. Ejderha ve dinozor kırması uçan canavarlara binebileceğiz, multiplayer modunda sadece kooperatif tipi mevcut olacak.