Giriş yap
En son konular
En iyi yollayıcılar
umut | ||||
Anarchy | ||||
06caner40 | ||||
06berat36 | ||||
elif azbent | ||||
Dar3DeV1L | ||||
umut cullen | ||||
FuRkaN | ||||
rabia nur özdemir | ||||
ecem özata |
Kimler hatta?
Toplam 1 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 1 Misafir Yok
Sitede bugüne kadar en çok 78 kişi C.tesi Ağus. 20, 2016 3:20 am tarihinde online oldu.
G.Saray Cafe Crown: 74 - F.Bahçe Ülker: 72 (II. Abdi İpekçi Meydan Muharebesi Yazısı)
2 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
G.Saray Cafe Crown: 74 - F.Bahçe Ülker: 72 (II. Abdi İpekçi Meydan Muharebesi Yazısı)
Daha birkaç ay önce aynı salonda büyük olaylar yaşanmışken, daha o günkü olayların manevi yaraları sarılmamışken bugünkü derbi ilaç gibi geldi bünyeye. Yine basketbolun dışında herşeyin olduğu, nefret, kin, küfür, linç girişimi, sahaya dalma, her türlü yabancı maddeyi yağdırma olaylarıyla bezeli bir maçı gerimizde bıraktık. 2 uzatmaya giden bir maç, hem de derbi.. Dışarıdan bakan kimbilir ne maç olmuştur diyebilir ama olayların direkt merkezinde olan ben salonda olduğum için, koca bir akşamı böyle boş bir maçla geçirdiğim için kendimden utandım. Basın tribününün hemen yanında, F.Bahçe Ülker benchinin arkasındaki tahminen F.Bahçe'li bir çiftin tribündeki sarı kırmızılı taraftarları gaza getirmesi, onlara laf atması, hatta bayan arkadaşın dönüp hareket çekmesi normal sürenin bitmesiyle birlikte yeni bir Abdi İpekçi Meydan Muharebesi'ni yaşattı bizlere. Sonrasını yazmaya gerek yok, herkes izledi, gördü, yorumunu yapabilir tahminimce. Birkaç ay önce F.Bahçe Ülker'in yaptıklarına sağlam bir ceza verilseydi bu insanlar bu kadar rahat olabilirler miydi ki? Kendi ellerimizle hazırlıyoruz bu sonları biz. Maçı yazalım yazabildiğimiz kadar. Sahada basketbol yoktu ama biz yine notlarımızı aldık. Arbede halinde geçen maçın kazananı ise önce Greer, sonra da Oğuz Savaş'ın faulleri sokamaması sonucunda G.Saray Cafe Crown oldu. Maç boyunca potaların üstündeki 24 saniye sayaçlarının bozuk olduğunu da belirtelim hemen. Böyle güzel bir derbiydi işte.
F.Bahçe Ülker alışılmış düzenin dışında bir beşle çıktı sahaya. Mrsic guard bölgesinde, Ömer Onan da kenardaydı. Jasaitis ve Rancik'le daha maçın ilk iki şutundan 5 sayı çıkartan G.Saray Cafe Crown'a illk ayaklanmayı Ömer Aşık gösterdi. 5. dakika 9-10 F.Bahçe Ülker üstünlüğü ile geçilirken Ömer Aşık içeriden madeni bulmuş ve 8 sayı - 4 ribaunda ulaşmıştı bile. Durur mu Tanjevic? Yeter bu kadar diyerekten kenara aldı genç uzunu. Anlayamadık yine tabii her zaman olduğu gibi. Ömer Onan'ın hiç oynamadığı çeyreğin en güzel hareketi Serhat & Semih işbirliği sonrasında izlediğimiz alley-hoop'tu. Sarı lacivertli rakibine 10 dakikada 12 sayı ürettiren sarı kırmızılı oyuncular da alkışı hak ettiler tabii.
İkinci çeyrek olayın trajikomik bir hal aldığı kısımdı bana göre. Uzundan yana sıkıntısı malum G.Saray Cafe Crown işi tamamen dış atışlara döktü. Ama soktukları sürece kimse kızamazdı onlara. En fazla 'Bu oynanan şey basketbol mu?' denebilirdi ve o kadar denebildi zaten. Kolay mı 20 dakika boyunca 1/10 ile üçlük atabilen rakibine karşı 7/10 ile üçlük atmak? Bu çeyrekte gelen 17 G.Saray sayısının 15'i üçlüklerden geldi. F.Bahçe ne zaman rakibine yaklaşsa biri çıktı yolladı uzaklardan bir yerlerden. Devreyi bitirmek Evren Büker'e nasip oldu. Bir üçlük de o yolladı. Böylesi berbat bir F.Bahçe Ülker savunması görmek de ayrı bir komediydi tabii devrenin son hücumunda. Tek komedi bu muydu? Hayır. Daha ikinci çeyreğin ilk 1 buçuk dakikasında 4 faul hakkını doldurmuş bir G.Saray Cafe Crown'a karşı o dakikadan sonra sadece 1 faul daha aldırabiln F.Bahçe Ülker'li basketbolcuları nasıl bir üslupla alkışlasam ki acaba? İlk çeyrek hiç süre almayan Ömer Onan bu çeyreğin tamamına yakınında oynadı, 8 sayı attı. Adaşı Ömer Aşık ile birlikte sahanın en skoreri oldu. Ne fayda? Devreyi 35-29 ile önde kapatan 5'i ikinci çeyrekte olmak üzere 7 üçlük sokan G.Saray Cafe Crown'du.
Maçın ikinci yarısına F.Bahçe Ülker guardsız bir dizilişle (Ömer Onan - Kinsey - Preldzic - Semih - Ömer Aşık) başladı. Ve yaklaşık 5 dakika da bu düzenle devam ettiler. Ömer Onan ve Oğuz'un elinden üçlükler bularak bu konudaki şanssızlığını az biraz kırmayı başaran F.Bahçe Ülker Jasaitis'in sol dipten gelen üçlüğüyle yeniden 8 farkla geriye düştü. Bu pozisyon öncesinde Kinsey'nin tek başına G.Saray Cafe Crown savunmasının içine dalıp sonra da orada kaldığını, Jasaitis'in üçlüğünün 5'e 4 yapılan bir hücum sonrasında geldiğini belirtelim. Birkaç pozisyon önce bu senaryonun aynısı F.Bahçe Ülker için geçerliydi. Washington içeri dalmış ama orada kalmıştı. Ama F.Bahçe Ülker bunu bir avantaja daha doğrusu sayıya dönüştürememişti. Guardsız girilen bir çeyreğin son 3 dakikasını çift guardla oynayan Tanjevic acaba ne düşünüyordu? Meraklar içindeyim. Filozofumuz basketbolu yeniden yazıyor, derslik bunlar derslik.
Kısır maçın en kısır çeyreği sona saklanmıştı. 50-45 G.Saray Cafe Crown üstünlüğü ile girilen son bölümde özellikle çoğu maçın çözüme kavuştuğu son 4 dakikalık dilimde sadece 3 sayı vardı. Bunların hepsi de faullerden gelen ve sarı lacivert rengindeki sayılardı. Zaten G.Saray Cafe Crown koca bir çeyrekte sadece 6 sayı atabildi. Son 3-4 dakikada kaçırdıkları pota altı sayılarının haddi hesabı yoktu. Koca bir maç boyuna yaptıkları gibi yine Washington'un eline verdiler topu, ne yapacak acaba diye onu seyrettiler. Ha bir de dış şut attılar işte. 29 saniye kala F.Bahçe Ülker'in boş dönülmüş bir hücumu hücum ribaundu ile yeniden canlandırması ve maçı kazanmaya yaklaşmasının ardından Oğuz'un son şutuyla bitti hücum. Girmedi. Topu alan Washington'un son bir denemesi de gerçekleşmeyince maç uzayıverdi. Ve normal sürenin bitimiyle birlikte basın tribününün yanında, F.Bahçe Ülker benchinin hemen arkasında oturan bir bay bir de bayandan oluşan çiftimiz arkalarındaki taraftarları tahrik etmesiyle olaylar patlak verdi, ortalık karıştı, kafalar gözler patladı. F.Bahçe Ülker takımı soyunma odasına kaçtı, maça 25-30 dakikalık bir ara verildi. Engin Kennerman'ın kendi gözü önünde ve tahminimce maçın son çeyreğine denk düşen dakikaların birinde Murat Kaya'ya elindeki topu fırlatan Emir Prldzic'e -gördüğü halde- teknik faul çalamaması, bunun üstüne Murat Kaya'nın gelip kendisine 'Vermeyecek misin?' demesi, tahminen TV ekranlarına yansımayan ama maçın ilginç detaylarından biriydi.
Uzatma bölümlerinin ilkinde Preldzic'in üçlüğü uzun bir aradan sonra F.Bahçe Ülker'i skorda öne taşırken Evren Büker'in çabuk cevabı skoru yine dengeledi. Son 13 saniye kala Greer 2/2 atıp takımını 2 farkla öne taşırken, mola sonrasına Rancik'le zorlama bir penetre sayısı bulan G.Saray Cafe Crown maç daha bitmedi dedi. Gerçi Rancik'in basketinden sonra daha 6 saniye vardı ama Ömer Onan'ın orta sahaya geçip topu apar topar potaya sallaması ufak çaplı bir şok yaşattı bana. G.Saraylılar ribaundu aldığında daha 2 küsür saniye vardı işte, düşünün. Yine mi uzadı, biraz daha mı buradayız diye hayıflanmaya başlarken ikinci uzatmanın sonunda sağolsun önce Greer sonra da Oğuz Savaş sahneye çıktılar da faulleri kaçırıp maçı bir kez daha uzatma, hatta maçı kazanma fırsatlarını ellerinin tersiyle ittiler. Maç bitmiş, derin bir oh çekmiştik. F.Bahçe Ülker'in maçı almadığına da sevinmiştik ne yalan söyleyelim. Son topta bir üçlük bulurlar da maçı kazanırlarsa ne yaparız diyerek basın tribününden uzaklaşıp potanın oralara gittim ben. Allahtan girmedi top, Allah'tan uzamadı maç ve Allah'tan maçı kazanan F.Bahçe Ülker olmadı. Bana bunu söyleten tüm basketbol katillerine de selam olsun. Cümleten. Hem maçtan önce küçücük bir çocuğun babasıyla beraber maç izlemesine sırf üzerinde F.Bahçe forması var diye katlanamayan, o çocuğun travma yaşaması ihtimalini hiç düşünmeden ona ve babasına saatlerce küfreden, onları salondan attıran, sonra 2 tane kendini bilmezin tahriklerine kapılıp sahaya kadar inen, inmişken rakip takım oyuncularına da saldırayım diyen G.Saray taraftarına hem de hala oraya neyin nesi kimin fesi olarak geldiklerini bilemediğim o olayları çıkartan çiftedir selamım. Aferin hepinize.
Sinirden asıl tebrik edilmeyi hak eden adamlara tebrik yollayamadık iyi mi? Sahada kaldığı 47 dakika boyunca aslanlar gibi iyi niyetiyle mücadele eden alternatifsiz Cemal Nalga'ya hem bugünkü performansı hem de genel anlamda iyiye giden bu yılki performansı açısından kocaman bir tebrik. Keza maçın en kritik yerlerinde sahneye çıkan Murat Kaya ve Evren Büker'e de kocaman birer tebrik. Korkma Tanjevic, sana da bir tebriğim var, maçın ilk 5 dakikasında 8 sayı atan Ömer Aşık'ı belki de 'Yeter artık bu kadar attığın, gel kenara' mantığıyla kenara aldığın ve adamı 50 dakika sonunda da 8 sayıda tutmuş olma başarısını gösterebildiğin için. Büyüksün, ustasın, filozofsun.
G.Saray Cafe Crown (74): Darius Washington 9 (5 ribaund- 4 asist), Tufan Ersöz, Murat Kaya 10 (4 ribaund- 3 asist), Michael Wilkinson 6 (4 ribaund- 2 asist), Radoslav Rancik 17 (9 ribaund), Cemal Nalga 8 (13 ribaund), Evren Büker 9 (1 ribaund- 3 asist), Can Akın 6 (3 ribaund- 1 asist), Simas Jasaitis 9 (5 ribaund- 1 asist)
F.Bahçe Ülker (72): Ömer Onan 17 (3 asist), Semih Erden 2 (13 ribaund), Gordan Giricek 2 (1 ribaund- 1 asist), Damir Kaan Mrsic 6 (2 asist), Lynn Greer 12 (3 ribaund- 2 asist), Oğuz Savaş 9 (11 ribaund), Tarence Kinsey 6 (2 ribaund- 2 asist), Ömer Aşık 8 (9 ribaund), Serhat Çetin (1 ribaund), Emir Preldzic 10 (4 ribaund- 1 asist)
F.Bahçe Ülker alışılmış düzenin dışında bir beşle çıktı sahaya. Mrsic guard bölgesinde, Ömer Onan da kenardaydı. Jasaitis ve Rancik'le daha maçın ilk iki şutundan 5 sayı çıkartan G.Saray Cafe Crown'a illk ayaklanmayı Ömer Aşık gösterdi. 5. dakika 9-10 F.Bahçe Ülker üstünlüğü ile geçilirken Ömer Aşık içeriden madeni bulmuş ve 8 sayı - 4 ribaunda ulaşmıştı bile. Durur mu Tanjevic? Yeter bu kadar diyerekten kenara aldı genç uzunu. Anlayamadık yine tabii her zaman olduğu gibi. Ömer Onan'ın hiç oynamadığı çeyreğin en güzel hareketi Serhat & Semih işbirliği sonrasında izlediğimiz alley-hoop'tu. Sarı lacivertli rakibine 10 dakikada 12 sayı ürettiren sarı kırmızılı oyuncular da alkışı hak ettiler tabii.
İkinci çeyrek olayın trajikomik bir hal aldığı kısımdı bana göre. Uzundan yana sıkıntısı malum G.Saray Cafe Crown işi tamamen dış atışlara döktü. Ama soktukları sürece kimse kızamazdı onlara. En fazla 'Bu oynanan şey basketbol mu?' denebilirdi ve o kadar denebildi zaten. Kolay mı 20 dakika boyunca 1/10 ile üçlük atabilen rakibine karşı 7/10 ile üçlük atmak? Bu çeyrekte gelen 17 G.Saray sayısının 15'i üçlüklerden geldi. F.Bahçe ne zaman rakibine yaklaşsa biri çıktı yolladı uzaklardan bir yerlerden. Devreyi bitirmek Evren Büker'e nasip oldu. Bir üçlük de o yolladı. Böylesi berbat bir F.Bahçe Ülker savunması görmek de ayrı bir komediydi tabii devrenin son hücumunda. Tek komedi bu muydu? Hayır. Daha ikinci çeyreğin ilk 1 buçuk dakikasında 4 faul hakkını doldurmuş bir G.Saray Cafe Crown'a karşı o dakikadan sonra sadece 1 faul daha aldırabiln F.Bahçe Ülker'li basketbolcuları nasıl bir üslupla alkışlasam ki acaba? İlk çeyrek hiç süre almayan Ömer Onan bu çeyreğin tamamına yakınında oynadı, 8 sayı attı. Adaşı Ömer Aşık ile birlikte sahanın en skoreri oldu. Ne fayda? Devreyi 35-29 ile önde kapatan 5'i ikinci çeyrekte olmak üzere 7 üçlük sokan G.Saray Cafe Crown'du.
Maçın ikinci yarısına F.Bahçe Ülker guardsız bir dizilişle (Ömer Onan - Kinsey - Preldzic - Semih - Ömer Aşık) başladı. Ve yaklaşık 5 dakika da bu düzenle devam ettiler. Ömer Onan ve Oğuz'un elinden üçlükler bularak bu konudaki şanssızlığını az biraz kırmayı başaran F.Bahçe Ülker Jasaitis'in sol dipten gelen üçlüğüyle yeniden 8 farkla geriye düştü. Bu pozisyon öncesinde Kinsey'nin tek başına G.Saray Cafe Crown savunmasının içine dalıp sonra da orada kaldığını, Jasaitis'in üçlüğünün 5'e 4 yapılan bir hücum sonrasında geldiğini belirtelim. Birkaç pozisyon önce bu senaryonun aynısı F.Bahçe Ülker için geçerliydi. Washington içeri dalmış ama orada kalmıştı. Ama F.Bahçe Ülker bunu bir avantaja daha doğrusu sayıya dönüştürememişti. Guardsız girilen bir çeyreğin son 3 dakikasını çift guardla oynayan Tanjevic acaba ne düşünüyordu? Meraklar içindeyim. Filozofumuz basketbolu yeniden yazıyor, derslik bunlar derslik.
Kısır maçın en kısır çeyreği sona saklanmıştı. 50-45 G.Saray Cafe Crown üstünlüğü ile girilen son bölümde özellikle çoğu maçın çözüme kavuştuğu son 4 dakikalık dilimde sadece 3 sayı vardı. Bunların hepsi de faullerden gelen ve sarı lacivert rengindeki sayılardı. Zaten G.Saray Cafe Crown koca bir çeyrekte sadece 6 sayı atabildi. Son 3-4 dakikada kaçırdıkları pota altı sayılarının haddi hesabı yoktu. Koca bir maç boyuna yaptıkları gibi yine Washington'un eline verdiler topu, ne yapacak acaba diye onu seyrettiler. Ha bir de dış şut attılar işte. 29 saniye kala F.Bahçe Ülker'in boş dönülmüş bir hücumu hücum ribaundu ile yeniden canlandırması ve maçı kazanmaya yaklaşmasının ardından Oğuz'un son şutuyla bitti hücum. Girmedi. Topu alan Washington'un son bir denemesi de gerçekleşmeyince maç uzayıverdi. Ve normal sürenin bitimiyle birlikte basın tribününün yanında, F.Bahçe Ülker benchinin hemen arkasında oturan bir bay bir de bayandan oluşan çiftimiz arkalarındaki taraftarları tahrik etmesiyle olaylar patlak verdi, ortalık karıştı, kafalar gözler patladı. F.Bahçe Ülker takımı soyunma odasına kaçtı, maça 25-30 dakikalık bir ara verildi. Engin Kennerman'ın kendi gözü önünde ve tahminimce maçın son çeyreğine denk düşen dakikaların birinde Murat Kaya'ya elindeki topu fırlatan Emir Prldzic'e -gördüğü halde- teknik faul çalamaması, bunun üstüne Murat Kaya'nın gelip kendisine 'Vermeyecek misin?' demesi, tahminen TV ekranlarına yansımayan ama maçın ilginç detaylarından biriydi.
Uzatma bölümlerinin ilkinde Preldzic'in üçlüğü uzun bir aradan sonra F.Bahçe Ülker'i skorda öne taşırken Evren Büker'in çabuk cevabı skoru yine dengeledi. Son 13 saniye kala Greer 2/2 atıp takımını 2 farkla öne taşırken, mola sonrasına Rancik'le zorlama bir penetre sayısı bulan G.Saray Cafe Crown maç daha bitmedi dedi. Gerçi Rancik'in basketinden sonra daha 6 saniye vardı ama Ömer Onan'ın orta sahaya geçip topu apar topar potaya sallaması ufak çaplı bir şok yaşattı bana. G.Saraylılar ribaundu aldığında daha 2 küsür saniye vardı işte, düşünün. Yine mi uzadı, biraz daha mı buradayız diye hayıflanmaya başlarken ikinci uzatmanın sonunda sağolsun önce Greer sonra da Oğuz Savaş sahneye çıktılar da faulleri kaçırıp maçı bir kez daha uzatma, hatta maçı kazanma fırsatlarını ellerinin tersiyle ittiler. Maç bitmiş, derin bir oh çekmiştik. F.Bahçe Ülker'in maçı almadığına da sevinmiştik ne yalan söyleyelim. Son topta bir üçlük bulurlar da maçı kazanırlarsa ne yaparız diyerek basın tribününden uzaklaşıp potanın oralara gittim ben. Allahtan girmedi top, Allah'tan uzamadı maç ve Allah'tan maçı kazanan F.Bahçe Ülker olmadı. Bana bunu söyleten tüm basketbol katillerine de selam olsun. Cümleten. Hem maçtan önce küçücük bir çocuğun babasıyla beraber maç izlemesine sırf üzerinde F.Bahçe forması var diye katlanamayan, o çocuğun travma yaşaması ihtimalini hiç düşünmeden ona ve babasına saatlerce küfreden, onları salondan attıran, sonra 2 tane kendini bilmezin tahriklerine kapılıp sahaya kadar inen, inmişken rakip takım oyuncularına da saldırayım diyen G.Saray taraftarına hem de hala oraya neyin nesi kimin fesi olarak geldiklerini bilemediğim o olayları çıkartan çiftedir selamım. Aferin hepinize.
Sinirden asıl tebrik edilmeyi hak eden adamlara tebrik yollayamadık iyi mi? Sahada kaldığı 47 dakika boyunca aslanlar gibi iyi niyetiyle mücadele eden alternatifsiz Cemal Nalga'ya hem bugünkü performansı hem de genel anlamda iyiye giden bu yılki performansı açısından kocaman bir tebrik. Keza maçın en kritik yerlerinde sahneye çıkan Murat Kaya ve Evren Büker'e de kocaman birer tebrik. Korkma Tanjevic, sana da bir tebriğim var, maçın ilk 5 dakikasında 8 sayı atan Ömer Aşık'ı belki de 'Yeter artık bu kadar attığın, gel kenara' mantığıyla kenara aldığın ve adamı 50 dakika sonunda da 8 sayıda tutmuş olma başarısını gösterebildiğin için. Büyüksün, ustasın, filozofsun.
G.Saray Cafe Crown (74): Darius Washington 9 (5 ribaund- 4 asist), Tufan Ersöz, Murat Kaya 10 (4 ribaund- 3 asist), Michael Wilkinson 6 (4 ribaund- 2 asist), Radoslav Rancik 17 (9 ribaund), Cemal Nalga 8 (13 ribaund), Evren Büker 9 (1 ribaund- 3 asist), Can Akın 6 (3 ribaund- 1 asist), Simas Jasaitis 9 (5 ribaund- 1 asist)
F.Bahçe Ülker (72): Ömer Onan 17 (3 asist), Semih Erden 2 (13 ribaund), Gordan Giricek 2 (1 ribaund- 1 asist), Damir Kaan Mrsic 6 (2 asist), Lynn Greer 12 (3 ribaund- 2 asist), Oğuz Savaş 9 (11 ribaund), Tarence Kinsey 6 (2 ribaund- 2 asist), Ömer Aşık 8 (9 ribaund), Serhat Çetin (1 ribaund), Emir Preldzic 10 (4 ribaund- 1 asist)
umut cullen- Mesaj Sayısı : 65
Kayıt tarihi : 17/11/09
Yaş : 27
Nerden : ankara
Geri: G.Saray Cafe Crown: 74 - F.Bahçe Ülker: 72 (II. Abdi İpekçi Meydan Muharebesi Yazısı)
olayların cıkması kotu oldu bence
Similar topics
» GS CAFE CROWN 74-72 fb ülker
» Servet: Önce G.Saray'ın çıkarları
» Beşiktaş Cola Turka: 84 - Efes Pilsen: 88 (Maç Yazısı)
» İnönü F.Bahçe'ye deplasman değil
» F.Bahçe'den Cemal Nalga itirazı!
» Servet: Önce G.Saray'ın çıkarları
» Beşiktaş Cola Turka: 84 - Efes Pilsen: 88 (Maç Yazısı)
» İnönü F.Bahçe'ye deplasman değil
» F.Bahçe'den Cemal Nalga itirazı!
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Çarş. Haz. 01, 2011 3:39 pm tarafından meto0608
» Merabalar güzel ülkemin en güzel insanları ve en güzel öğrencileri
Cuma Haz. 04, 2010 1:55 pm tarafından mertgil
» Kelimenim son harfinden kelime türetme forum oyunu hadi başlıyalım :)
Çarş. Nis. 28, 2010 7:01 pm tarafından two girL
» 8. SINIF SBS MATEMATİK KONU ANLATIMLARI TEK BAŞLIK ALTINDA HARİKA
Ptsi Nis. 19, 2010 3:05 pm tarafından Ayça
» Gençken yapılacak 100 şey
C.tesi Nis. 03, 2010 6:25 pm tarafından cansu
» GÜNÜMÜZ ÇILGIN TÜRKLERİ
Çarş. Mart 31, 2010 2:02 pm tarafından erdal
» Harfli İfadeler
Paz Mart 14, 2010 1:01 pm tarafından sanane
» Matemetikçilerin araba yazıları
C.tesi Mart 13, 2010 9:12 pm tarafından ecem özata
» 2010 Mango Bayan Hırka Modelleri
Cuma Mart 12, 2010 7:48 pm tarafından cansu